Perşembe, 26 Eylül 2024

FX Piyasaları Haftalık Raporu: Euro Nereye Doğru ?

Paylaş

  • FX Piyasalarında Euro volatilitesindeki son düşüş, EUR risk ters yönlerinin düzelmesi ve OAT-Bund getiri farklarının aşağı yönde düzelmesi göz önüne alındığında, Fransız genel seçimlerinin ikinci turunun ardından EUR için en kötünün geride kalmış olabileceğini söylemek mümkün. Özellikle, bazı yatırımcılar, seçim sonucunun aşırı sağ veya aşırı sol popülist bir hükümet olasılığını büyük ölçüde ortadan kaldırdığını düşünüyor. Ayrıca, seçim sonucu, siyasi merkezin her iki tarafında ılımlı partilerin büyük bir koalisyon kurma olasılığını dışlamadı.
  • Yukarıda belirtilenlere rağmen, belirsiz seçim sonucunun EUR’u savunmasız bıraktığına inanıyor ve olumsuz görüşümüzü sürdürüyoruz: (1) Asılı bir parlamento ve/veya büyük bir koalisyon, buradan itibaren herhangi bir mali konsolidasyonu karmaşık hale getirebilir ve hatta rayından çıkarabilir, bu da EUR cinsinden varlıkların cazibesini zayıflatır; (2) Fransız siyasi gelişmeleri, FX yatırımcılarının Euro Bölgesi kamu kredi risklerini EUR için önemli bir risk olarak görmeye devam etmesine neden olabilir; ve (3) çevre ülke getirilerinin Bund’lara göre sürekli genişlemesi, Euro Bölgesi finansal koşullarını daha da sıkılaştırabilir ve ECB’yi EUR için başka bir darbe olarak daha uzlaşmacı olmaya zorlayabilir.
  • Kısa vadede, piyasa odağı Temmuz ECB politika toplantısının sonucunda olacaktır. Bunun öncesinde, bankanın veriye dayalı para politikası duruşunu yineleyen birkaç Yönetim Kurulu üyesinden duyduk. Bu yetkililer, bankanın faiz görünümü açısından Temmuz yerine Eylül toplantısının daha önemli olabileceğini de belirttiler. Sonuç olarak, biz ve piyasalar önümüzdeki hafta ECB’nin rehberliğinde önemli bir değişiklik beklemiyoruz. Bununla birlikte, bu, yatırımcıların ECB’nin yakın zamanda daha fazla gevşeme beklemesini sağlarsa, EUR, USD ve GBP karşısında faiz dezavantajında kalabilir.
  • ECB’nin ardından odak noktası ABD perakende satışları ve Fed konuşmaları (15 Temmuz’da Fed Başkanı Jerome Powell’ın katılımı dahil) olmalıdır. USD, ABD sabit getiri piyasalarındaki fiyat hareketlerinden etkilenmeye devam edecektir. Son İngiltere TÜFE, işgücü piyasası ve perakende satış verileri ile Kanada ve Japonya TÜFE verileri de sırasıyla Ağustos BoE, Temmuz BoC ve BoJ politika toplantılarından önce önemli dikkat çekebilir.

FX Piyasalarında Önümüzdeki Hafta Ana Temalar ve Öngörüler

Euro

EURO: Aşağı Yönlü Riskler Devam Ediyor

Ana Tema: Son dönemde Euro volatilitesindeki düşüş ve Euro risk tersine dönüşlerindeki düzeltme ile OAT-Bund getiri farklarındaki gerileme, Fransız genel seçimlerinin ikinci turu sonrasında EUR için en kötüsünün geride kalmış olabileceğine işaret ediyor. Özellikle, son zamanlarda bazı yatırımcılar, seçim sonucunun aşırı sağ veya aşırı sol popülist bir hükümet olasılığını büyük ölçüde ortadan kaldırdığını düşünüyor. Ayrıca, seçim sonucu, siyasi merkezin her iki tarafındaki ılımlı partilerin büyük bir koalisyon oluşturma olasılığını da dışlamadı.

Yukarıda belirtilenler göz önüne alındığında, belirsiz seçim sonucu Euroyu savunmasız bıraktı ve düşüş eğiliminden kurtulmuş değil. Euro üzerindeki çekinceler sürüyor çünkü, (1) Fransa’da asılı bir parlamento ve/veya büyük bir koalisyon, buradan itibaren herhangi bir mali konsolidasyonu karmaşıklaştırabilir ve hatta raydan çıkarabilir, EUR cinsinden varlıkların çekiciliğini zayıflatabilir; (2) Fransız siyasi gelişmeleri, FX yatırımcılarının EUR için ana risk olarak Euro Bölgesi egemen kredi risklerine odaklanmasına neden olabilir; ve (3) çevresel getiri farklarının Bund’lara göre sürekli genişlemesi, Euro Bölgesi finansal koşullarını daha da sıkılaştırabilir ve ECB’yi daha fazla genişlemeci olmaya zorlayarak EUR’ya bir darbe daha vurabilir.

Gelecek Hafta: Kısa vadede, piyasanın odak noktası Temmuz ECB politika toplantısının sonucu olacaktır. Bunun öncesinde, birkaç Yönetim Konseyi üyesinden bankanın veri odaklı para politikası duruşunu yinelediklerini duyduk. Bu yetkililer ayrıca, Temmuz politika toplantısından ziyade Eylül toplantısının bankanın faiz görünümü için daha önemli olabileceğini öne sürdüler. Sonuç olarak, biz ve piyasalar önümüzdeki hafta ECB’nin yönlendirmesinde önemli bir değişiklik beklemiyoruz. Ancak bu, yatırımcıların ECB’nin yakın zamanda daha fazla genişlemeci politika beklemelerine neden olabileceğinden, EUR, USD ve GBP karşısında faiz dezavantajı yaşamaya devam edebilir.

Strateji ve Öngörüler: Yatırımcılar, Euro Bölgesi’ndeki siyasi gelişmeleri yakından takip etmeli ve ECB’nin Temmuz ve Eylül aylarındaki politika toplantılarına odaklanmalıdır. Kısa vadede, ECB’nin genişlemeci politikalarının devam edeceği beklentisi EUR üzerinde baskı yaratabilir. Uzun vadede ise, Fransa’daki siyasi belirsizliklerin çözülmesi ve Euro Bölgesi’nde mali konsolidasyonun sağlanması, EUR’nun değer kazanmasına yardımcı olabilir.


ABD Doları

ABD Doları: Hâlâ Güçlü mü?

Ana Tema:  Son dönemde ABD Doları’nın dayanıklılığı ile diğer G10 para birimlerine karşı faiz ve getiri avantajının erozyonu arasındaki belirgin kopukluğa dikkat çektik. Dolar, ABD hisse senetlerinin göreceli üstün performansından dolayı destek almaya devam etti. Ancak, son birkaç ABD veri açıklamasıyla, özellikle Haziran ayı TÜFE raporuyla birlikte USD’nin zayıfladığı gözlemlendi.

ABD Doları’nin değişen tepki fonksiyonunun, ABD hisse senedi piyasalarına gelen bazı son girişlerin döviz hedge edilmiş olması nedeniyle olduğunu düşünüyoruz. (hisse senedi sahibi yabancı yatırımcılar dolar kazançlarını hedge etmek için kendi para birimlerini satın alır, dolar satarlar). Ayrıca, USD’nin şu anda ABD tahvil piyasalarındaki fiyat hareketlerinden giderek daha fazla etkilenebileceğini öngörüyoruz. ABD faiz piyasaları bu yıl içinde iki veya daha fazla Fed faiz indirimi fiyatlıyor.

Gelecek Hafta: Gelecek hafta, USD’nin performansını etkileyecek başlıca faktörler, Haziran ayı ABD perakende satış verileri ve Fed yetkililerinin yapacağı konuşmalar olacaktır. Özellikle, Fed Başkanı Jerome Powell’ın 15 Temmuz’daki konuşması, piyasalar tarafından dikkatle izlenecektir. Piyasalar, Fed’in faiz oranlarına ilişkin gelecekteki adımlarını ve para politikasındaki olası değişiklikleri anlamaya çalışacaktır.

Strateji ve Öngörüler: Yatırımcılar, ABD sabit gelir piyasalarındaki gelişmeleri yakından takip etmeli ve Fed yetkililerinin açıklamalarına dikkat etmelidir. Kısa vadede, daha şahin Fed konuşmaları ve olumlu ABD veri sürprizleri USD’yi destekleyebilir. Uzun vadede ise, ABD faiz oranlarındaki değişiklikler ve ekonomik veriler, USD’nin yönünü belirlemede kritik rol oynayacaktır. Şimdilik kısa vadede USD’nin düşüş trendine girmesi beklenmemektedir.


CHF - swiss frank

CHF: Sakinleşme Dönemi

Ana Tema: EUR/CHF, önceki haftalardaki dalgalanmaların ardından 0.97 seviyesinin üzerinde istikrar kazandı. Fransa’daki yasama seçimlerinin sonuçsuz kalması, OAT’ların net bir yön bulamamasına neden oldu ve siyasi riskleri tamamen ortadan kaldırmadı. Önümüzdeki haftalarda ve aylarda Euro Bölgesi’ndeki potansiyel siyasi huzursuzluklara karşı CHF dikkatli olacak. Büyük bir patlama olmadığı sürece, CHF mevcut seviyelerde sessizce yerleşebilir.

Gelecek Hafta: FX opsiyon piyasası da bu sakin senaryoya geri döndü ve EUR/CHF 3 aylık ima edilen oynaklık, son iki buçuk yılın en düşük seviyelerine doğru hızla geriledi. Bu daha sessiz ortamda, FX katılımcıları geçen hafta CHF kısa pozisyonlarını tekrar oluşturmaya başladılar ve Haziran ayında çözülmenin çoğunu tersine çevirdiler. Ancak, böyle bir model spot seviyelere karşı oldukça hassas kalabilir, çünkü SNB, en azından sözlü olarak, CHF üzerinde güçlü bir kontrol sağlamaya kararlı görünüyor.

Strateji ve Öngörüler: Önümüzdeki hafta açıklanacak olan İsviçre makro verileri (Pazartesi günü PIP ve Çarşamba günü dış ticaret rakamları), CHF üzerinde büyük bir etki yaratması beklenmiyor.


JPY- japon yeni

JPY: BoJ ve MoF vs FX Carry-Trade İşlemleri

Ana Tema: USD/JPY, ABD’den gelen ve beklenenden daha zayıf olan Haziran ayı TÜFE verisinin ardından keskin bir düşüş yaşadı. Bu durum, Fed faiz indirimi beklentilerini artırdı ve USD üzerinde baskı oluşturdu. JPY’deki kazanımlar geniş tabanlıydı ve ABD faiz oranlarındaki ve getirilerindeki eşzamanlı düşüşten daha fazlaydı. Bu da piyasa spekülasyonlarını artırdı ve Japon yetkililerin bir kez daha dövize müdahale etmiş olabileceği düşüncesini güçlendirdi. Japonya’nın Uluslararası İşler Başkan Yardımcısı Masato Kanda, JPY’deki artıştan hemen sonra yaptığı açıklamada resmi FX piyasası müdahalesi olasılığını göz ardı etmedi ve son JPY zayıflığının aşırı olduğunu vurguladı. BoJ, gece saatlerinde gerçekleştirdiği faiz kontrolleriyle Japon yetkililerin JPY fiyat hareketlerine müdahil olduğu algısını güçlendirdi.

Gelecek Hafta: Nisan ayı sonunda ve Mayıs başında resmi FX müdahalelerine yanıt olarak belirgin JPY hareketleri görüldü. Ancak bu resmi çabalar istenen etkiyi yaratmadı ve Haziran ayında JPY satışı yeniden başladı. Temmuz BoJ politika toplantısı öncesinde, önümüzdeki hafta Japonya’dan gelecek TÜFE verileri önemli ölçüde ilgi çekebilir. Özellikle yukarı yönlü enflasyon sürprizleri, yatırımcıları kısa CHF pozisyonları gibi FX taşıma işlemlerini finanse etmek için alternatif yollar aramaya teşvik edebilirken, kısa JPY pozisyonlarından kâr elde etmelerini sağlayabilir.

Strateji ve Öngörüler: JPY’nin gelecekteki performansı, BoJ’un para politikası duruşuna ve Japonya’daki enflasyon gelişmelerine bağlı olacaktır. Önümüzdeki hafta açıklanacak olan Japonya TÜFE verileri, yatırımcıların BoJ’un para politikasına yönelik beklentilerini şekillendirebilir. Yukarı yönlü sürprizler, yatırımcıların JPY pozisyonlarını yeniden değerlendirmesine yol açabilir ve kısa vadede JPY’deki oynaklığı artırabilir. CHF, bu yıl risk ayarlı taşıma açısından JPY’ye alternatif olarak cazip hale geldi. JPY’nin fonlayıcı olarak çekiciliği, BoJ’un güvercin para politikası duruşunun devam etmesine bağlı olacaktır.


GBP-sterlin-ingiliz pound

GBP: Pozitif Hava Etkisi

Ana Tema: İngiltere’nin futbol takımı, Avrupa Şampiyonası’nda finale yükselerek “kupayı eve getirme” umutlarını yeniden ateşledi. Bu başarı, 4 Temmuz’daki İngiltere genel seçimlerinden bu yana GBP yatırımcıları arasında bir coşku dalgası yarattı sanki ve GBP‘nin bu ayki döviz performans sıralamasında zirveye çıkmasına yardımcı oldu. Son haftalarda, Birleşik Krallık hisse senedi ETF’lerine yabancı girişlerin arttığını fark ettik. Daha yakın zamanda, İngiltere Merkez Bankası (BoE) yetkililerinin daha az güvercin yorumları ve beklentilerin üzerinde gelen İngiltere ekonomik verileri, GBP’nin nispi faiz çekiciliğini daha da artırdı. Son olarak, İşçi Partisi’nin iktidara sorunsuz geçişi ile Fransa’daki genel seçimlerin ardından yaşanan siyasi çıkmaz arasındaki zıtlık, GBP’nin EUR karşısındaki güvenli liman çekiciliğini daha da parlatıyor.

Gelecek Hafta: İngiltere Tüketici Fiyat Endeksi (CPI), işgücü piyasası ve Mayıs ve Haziran ayları perakende satış verilerine odaklanılacak. Bu veriler, önümüzdeki aylarda BoE faiz oranlarının seyri hakkında ipuçları arayışında dikkatle incelenecek. Özellikle, İngiltere’deki reel gelirlerin devam eden toparlanmasının iç talebi ve dolayısıyla ekonomik görünümü desteklemeye başladığına dair herhangi bir kanıt ilgiyle takip edilecektir. Ayrıca, BoE’nin son yorumları ve İngiltere verilerine yanıt olarak, İngiltere faiz piyasaları faiz indirim beklentilerini biraz geri çekmiş olsa da, yıl sonuna kadar yaklaşık 50 baz puanlık bir gevşemeyi fiyatlamaya devam ediyorlar.

Strateji ve Öngörüler: FX pozisyon göstergelerine göre, GBP’nin hafifçe aşırı alım bölgesine girdiği görülüyor. Bu bağlamda, BoE faiz görünümünün yeniden değerlendirilmesini teşvik etmek ve GBP’nin faiz çekiciliğine bir destek daha sağlamak için önümüzdeki hafta beklentileri aşan daha fazla olumlu veri sürprizleri gerekiyor. Kısa vadeli yatırımcılar, olumlu ekonomik verilerin GBP üzerindeki potansiyel etkilerini değerlendirerek pozisyon alabilirler. Uzun vadeli yatırımcılar ise, İngiltere ekonomisindeki toparlanmanın sürdürülebilirliğini ve BoE’nin olası faiz hareketlerini göz önünde bulundurmalıdır.


Kanada Bayrağı

Kanada Doları (CAD): Daha Küçük Bir Fark

Ana Tema : USD/CAD kuru, Haziran ayı ABD Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) verilerinin beklentileri karşılamaması nedeniyle 1.36’nın altına düşerek son üç ayın en düşük seviyelerini gördü. Bu durum, ABD para piyasalarını Eylül ayında bir ilk Fed faiz indirimi ve yıl sonuna kadar iki indirim daha olacağını neredeyse tamamen fiyatlandırmaya itti. Bu beklentiler, Kanada Merkez Bankası’nın (BoC) önümüzdeki iki haftalık kritik dönem öncesinde gevşeme beklentileriyle büyük ölçüde örtüşüyor.

BoC İş Görünümü Anketi, enflasyon ve ücret beklentilerinde daha fazla normalleşme kanıtı sunabilir. Zira, son dönemde hala yüksek seyreden Kanada ortalama kazançlarını dengelemek için bu gerekecektir. Kanada’nın Haziran ayı CPI verileri, manşet enflasyonun BoC’nin tahminlerine göre yıllık %3’ün hemen altında kalıp kalamayacağına bakılacaktır. Yeni döngü düşüklerine önemli bir kayma olmadıkça, BoC bu ay arka arkaya faiz indirimlerine gitmek için acele etmeyecektir, özellikle de böyle bir hareketin vereceği sinyaller dikkate alındığında.

Gelecek Hafta: Önümüzdeki hafta, Kanada’nın Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) verileri ve BoC İş Görünümü Anketi büyük önem taşıyacaktır. Bu veriler, BoC’nin gelecekteki faiz oranı kararları üzerinde belirleyici olabilir. Özellikle, enflasyon verilerinin BoC’nin tahminlerine paralel olup olmadığı dikkatle incelenecektir. BoC İş Görünümü Anketi, enflasyon ve ücret beklentilerinde daha fazla normalleşme kanıtı sunabilir. Pazartesi günü, faaliyet göstergelerinin ötesinde, BoC İş Görünümü Anketi, enflasyon ve ücret beklentilerinde daha fazla normalleşme kanıtı sunabilir.

Strateji ve Öngörüler: Kısa vadede, USD/CAD’nin 1.36 seviyesini ve 200 günlük hareketli ortalamayı kırması, CAD lehine daha fazla pozisyon açılmasını tetikleyebilir. Uzun vadede, Fed’in Eylül ayında faiz indirimine gitmesi durumunda, USD/CAD’nin daha da düşmesi beklenebilir. Sonuç olarak, 2 yıllık USD-CAD OIS farkı, bir ay öncesinin çok yıllık zirvelerinden yaklaşık 20 baz puan daraldı, bu da USD/CAD’nin kademeli olarak düşmesini destekliyor. 1.36 ve 200 günlük hareketli ortalama (DMA) parite için önemli bir dönüm noktası olabilir ve eğer bu seviyeler kırılırsa, önceki haftalarda biriken rekor CAD net kısa pozisyonlarının çözülmesini zorlayabilir. Bu nedenle, yatırımcılar, her iki merkez bankasının faiz politikalarını ve ekonomik verilerini yakından izlemelidir. Fed’in Eylül ayında gevşeme partisine katılacağı varsayımıyla, 2024 üçüncü çeyrek sonu tahminlerimizin 1.34 seviyesinde olduğunu hatırlatırız.


AUD-NZD logo

AUD & NZD: Zorlu Mücadeleler

Ana Tema: AUD/NZD paritesi, neredeyse iki yılın en yüksek seviyesi olan 1.11’in üzerine çıkarak büyük bir yükseliş kaydetti. Bu durum, Temmuz ayındaki toplantısında daha az şahin bir tutum sergileyen Yeni Zelanda Merkez Bankası’nın (RBNZ) karşısında NZD’nin zorlanması nedeniyle gerçekleşti. RBNZ, yeni bir Para Politikası Raporu (MPS) yayınlanana kadar faiz artırımı yapılması olasılığını önemli ölçüde azalttı ve zamanla kısıtlayıcı para politikalarının gevşetilmesi gerektiğine odaklandı. Ayrıca, RBNZ enflasyon görünümünü de bir nebze yumuşatarak, manşet enflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında hedef aralığına geri döneceğini vurguladı (önceden “2024 sonuna kadar” idi).

Gelecek Hafta: Çarşamba günü açıklanacak olan Yeni Zelanda’nın 2024 yılının ikinci çeyreğine ait Tüketici Fiyat Endeksi (CPI) verileri, daha hafif enflasyon baskılarının son kanıtları için yakından incelenecektir. Bloomberg tarafından anket yapılan ekonomistler, yıllık bazda enflasyonun %3.4’e düşmesini beklerken, RBNZ’nin tahmini %3.6 idi. Daha büyük bir soğuma, özellikle son dönemde NZD’ye olan talebin önemli ölçüde artması ve G10 dövizleri içinde NZD uzun pozisyonlarının en gerilmiş durumda olması nedeniyle NZD’yi baskı altında tutma riski taşıyabilir.

Perşembe günü ise, Avustralya’ya ve Haziran ayı işsizlik verilerine dikkat çekilecektir. Bu veriler, iç işgücü piyasasındaki boşluk seviyesini daha net bir şekilde ortaya koyacaktır. İş ilanlarındaki düşüş, Avustralya’da iş büyümesinin yavaşlayacağını ve işsizlik oranının artmaya devam edebileceğini gösteriyor. RBA, işsizlikteki artışa dayanarak faiz artırımlarını ertelemekte ve işgücü piyasasındaki gevşemenin, ücret artışlarını ve temel enflasyonu kontrol altına alacağını öngörmektedir. İşsizlik oranı artmakta ve RBA’nın 2024 yılının ilk yarısı için %4 tahminiyle uyumlu bir şekilde ilerlemektedir.

Strateji ve Öngörüler: Yeni Zelanda’nın enflasyon verileri beklenenden daha düşük gelirse, NZD’nin değer kaybetmesine yol açabilir. Avustralya’da ise zayıf işgücü piyasası verileri, RBA’nın Ağustos ayında faiz artırımı olasılığını azaltabilir ve AUD’nin değerini etkileyebilir. Pandemi sonrası istihdam kazanımlarını korumaya çalışan RBA’nın, zayıf işgücü piyasası verilerinin Ağustos ayında faiz artırımı olasılığını azaltacağını belirtmekte fayda var. Bununla birlikte, RBA’nın son tutanakları, enflasyonun hedefe geri dönmesindeki gecikmelerden giderek daha fazla endişe duyduğunu göstermekte olup, 31 Temmuz’da açıklanacak enflasyon verilerinin, RBA’nın Ağustos ayında faiz artırıp artırmayacağının nihai belirleyicisi olacağını önermektedir. Yatırımcılar, her iki ülkenin ekonomik verilerini dikkatle izlemeli ve merkez bankalarının politika kararlarına göre pozisyon almalıdır.


nok and sek - iskandinavya

NOK ve SEK: Geçici Bir Sapma

Ana Tema: Geçtiğimiz hafta, İskandinav para birimleri senkronizasyon dışına çıktı. Bu durum büyük ölçüde Norveç’in zayıf TÜFE verileri sonrasında NOK’un değer kaybetmesiyle ilişkiliydi. Haziran ayında Norveç iç enflasyonu, piyasa beklentisi olan %3.0’a karşılık %2.6’ya düşerek son üç yılın en düşük seviyesine geriledi. Ancak bu düşüş, Norveç Merkez Bankası’nın tahminlerine kıyasla (yaklaşık 0.2 puan) Q2 2024 TÜFE ortalaması için büyük bir sapma olarak görünmüyor. Norveç Merkez Bankası zaten Q2 2024’te bir yumuşama bekliyordu. Haziran ayında ilk faiz indirimi tahminini 2025’e çekerek daha şahin bir duruş sergileyen bankanın geri adım atması pek olası görünmüyor, çünkü genellikle orta vadeli çıktı açığına daha fazla odaklanıyorlar. Aynı zamanda, yeniden zayıflayan NOK, enflasyon görünümünde yukarı yönlü riskleri de canlandırabilir.

Gelecek Hafta: Norveç’in takviminde bu hafta NOK için güçlü bir piyasa hareketlendiricisi bulunmuyor. İsveç ise bugün enflasyon verilerini açıklayacak ve bu, Riksbank’ın tepki fonksiyonu üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olabilir. Norveç’teki gibi, Haziran ayında manşet enflasyonda önemli bir düşüş bekleniyor, ardından önümüzdeki aylarda bir miktar yükselme öngörülüyor. Politikacılar, Mayıs ayındaki daha yapışkan temel baskıların geçici olup olmadığını görmek isteyebilirler. Eğer öyleyse, bu, Riksbank’ın H2 2024’te üç ek faiz indirimi yapma olasılığını güçlendirebilir. Norges Bankası gevşemeye başladığında SEK, NOK’a karşı 150 baz puanlık kısa vadeli faiz dezavantajıyla karşı karşıya kalabilir.

Strateji ve Öngörüler: NOK’un zayıf TÜFE verilerine rağmen, önümüzdeki aylarda NOK konusunda yapıcı bir görüşümüzü koruyoruz. EUR/NOK ve NOK/SEK paritelerindeki mevcut seviyeler, NOK alıcıları için cazip fırsatlar sunabilir (EUR/NOK için 11.80 ve üzeri, NOK/SEK için ise 0.97 altı). İsveç’te ise, Riksbank’ın faiz indirimlerine yönelik beklentiler, SEK’in değerini olumsuz etkileyebilir. Yatırımcılar, Norveç ve İsveç’in ekonomik verilerini ve merkez bankalarının politika değişikliklerini yakından izlemelidir. Özellikle, İsveç’in enflasyon verileri ve Riksbank’ın buna vereceği tepkiler, SEK’in gelecekteki hareketlerini belirlemede kritik öneme sahiptir.

Son Yazılar

İlginizi Çekebilir