Perşembe, 26 Eylül 2024

ABD Doları: Başlangıç sondur, son ise başlangıç

Paylaş

  • Eylül ayındaki Fed toplantısı öncesinde, 25 baz puanlık bir faiz indirimi beklemeye devam ediyoruz, ancak 50 baz puanlık bir indirimin de dikkate değer bir risk olduğunu kabul ediyoruz. Faiz kararıyla birlikte, döviz yatırımcılarının dikkati Fed’in ileriye dönük yönlendirmelerine – Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarına ve güncellenen dot plot (noktalar grafiği) ile Fed personel tahminlerine odaklanacaktır. Powell’ın, Fed’in veriye dayalı kararlar almaya devam edeceğini ve ABD’de yumuşak iniş öngörüsüne bağlı kalacağını sinyallemesini bekliyoruz.
  • Son yazılarımızda vurguladığımız üzere, mevcut noktasal grafiğin piyasa faiz beklentileriyle karşılaştırılması, yatırımcıların Fed’in 2025’e kadar yaklaşık 265 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağını ya da 2027’ye kadar “elde tuttuğu” tüm indirimleri gerçekleştireceğini düşündüğünü gösteriyor. Son Fed gevşeme döngülerine bakıldığında, beklenen gevşemenin, Fed’in önceki yumuşak inişlerde gerçekleştirdiği gevşemelerle (yaklaşık 160 baz puan) ve resesyon dönemlerinde yapılan gevşemelerle (550 baz puanın üstünde) kıyaslanabilir olduğu görülüyor.
  • Yukarıdakilere dayanarak, yeni noktasal grafiğin, daha önceden yüklenmiş ancak mutlaka daha agresif olmayan bir gevşeme döngüsünü işaret edeceğini düşünüyoruz. Daha agresif faiz indirimleri, yumuşak iniş beklentisiyle tutarsız görülebilir ve aşırı durumda piyasaya “resesyon” sinyali gönderebilir. Genel olarak, Fed’in zaten oldukça güvercin olan piyasa beklentilerinin ötesine geçemeyeceğine inanıyoruz. ABD doları, ABD faiz oranları ve getirilerine bağlı olarak hareket edecek ve bu durum bir toparlanmayı beraberinde getirebilir.
  • Diğer yandan, Eylül ayında İngiltere Merkez Bankası (BoE) toplantısının daha az önemli olması bekleniyor; Para Politikası Kurulu’nun (MPC) faiz oranını sabit tutması ancak ileriye dönük daha fazla gevşeme sinyali vermesi muhtemel. Ayrıca, BoE’nin niceliksel sıkılaştırmayı (QT) bir yıl daha uzatması bekleniyor. Önümüzdeki hafta yatırımcılar, Birleşik Krallık’tan gelecek olan Ağustos TÜFE ve perakende satış verilerine odaklanacak.
  • Japonya Merkez Bankası (BoJ), faiz oranlarını artırma konusunda giderek daha fazla güven kazansa da, daha fazla faiz artışına gitmeden önce yaptığı iki faiz artırımının etkisini gözlemlemek istiyor. Dolayısıyla, önümüzdeki hafta yapılacak toplantının odağı BoJ Başkanı Kazuo Ueda’nın söylemleri olacak. Öte yandan, Norges Bank, G10 merkez bankaları arasında en şahin duruşunu sürdürenlerden biri olmaya devam ediyor. Norveç kronundaki (NOK) ekstra değer kaybı ve güçlü Bölgesel Anket, 2024’te faiz indirimi beklentilerini geri getirebilecek herhangi bir geri adımdan kaçınmasını sağlayacaktır.

Önümüzdeki Hafta: Ana Temalar ve Beklentiler

Fed Kararları ve Faiz İndirimi Beklentileri:

  • Piyasa, Eylül FOMC toplantısına odaklanmış durumda. 25 baz puanlık bir faiz indirimi beklentisi baskın, ancak 50 baz puanlık bir indirim riski de dikkate alınıyor. Jerome Powell’ın yapacağı açıklamalar ve güncellenmiş dot plot (nokta grafiği), yatırımcılar tarafından dikkatle izlenecek.
  • İşlem Fırsatları: ABD faiz oranlarına bağlı olarak dolar hareketleri izlenmeli. Fed’in beklentileri aşmaması durumunda USD toparlanabilir. Bu nedenle doların kısa vadeli toparlanma potansiyeli göz önünde bulundurulmalı.

ABD Ekonomik Verileri:

  • Gelecek hafta, ABD’de açıklanacak veriler arasında özellikle PMI verileri ve işsizlik başvuruları öne çıkacak. Bu veriler, Fed’in faiz indirimi için gerekli veriye dayalı kararlarını şekillendirebilir.
  • İşlem Fırsatları: Verilerin, faiz indirimi beklentilerini güçlendirmesi halinde hisse senetlerinde kısa vadeli yükseliş görülebilir, özellikle de teknoloji hisselerinde.

İngiltere Merkez Bankası (BoE) ve Birleşik Krallık Verileri:

  • BoE’nin faizleri sabit bırakması bekleniyor, ancak ileriye dönük daha fazla gevşeme sinyalleri gelebilir. Ayrıca, Ağustos TÜFE ve perakende satış verileri, sterlin üzerindeki baskıyı artırabilir.
  • İşlem Fırsatları: İngiliz sterlinine karşı doların veya euro’nun yükselme potansiyeli düşünülebilir. Özellikle GBP/USD paritesi, olumsuz verilere bağlı olarak aşağı yönlü baskı altında kalabilir.

Japonya Merkez Bankası (BoJ) ve Faiz Artış Beklentileri:

  • BoJ’nin önümüzdeki haftaki toplantısında, Başkan Kazuo Ueda’nın retoriği izlenecek. BoJ’nin mevcut faiz artışlarının etkisini gözlemlemeyi sürdürmesi bekleniyor.
  • İşlem Fırsatları: USD/JPY paritesi üzerinde volatilite görülebilir. JPY volatilitesindeki artış ve doların zayıflaması durumunda yenin güç kazanması muhtemel.

Petrol Fiyatları ve Emtia Piyasaları:

  • Petrol fiyatlarındaki son yükseliş, enflasyon beklentilerini destekleyebilir ve global enerji piyasalarında etkili olabilir. Çin’in zayıf talep görünümü ise emtia fiyatları üzerinde baskı oluşturuyor.
  • İşlem Fırsatları: Yükselen petrol fiyatları enerji hisselerine olumlu yansıyabilir, ancak genel emtia piyasalarında zayıf talep nedeniyle dikkatli olunmalı.

Avrupa’nın Ekonomik Zorlukları:

  • Almanya ve diğer büyük Avrupa ekonomilerinde yaşanan sorunlar, özellikle resesyon korkularını artırıyor. Almanya’da artan hastalık izinleri ve iş gücü kaybı, ekonomik büyüme üzerinde baskı oluşturuyor.
  • İşlem Fırsatları: Avrupa hisse senetleri üzerinde aşağı yönlü riskler devam ederken, euro’da zayıflama görülebilir. Özellikle EUR/USD paritesinde aşağı yönlü baskıla son yükselişe rağmen devam edebilir.
Euro

EUR: Beklenenden Daha Şahin ECB Sonrası

Ana Tema

ECB, Eylül ayı toplantısında beklendiği gibi mevduat faiz oranını 25 baz puan indirdi. Banka, büyüme beklentilerini düşürürken, enflasyon projeksiyonlarını ise neredeyse değiştirmeden korudu ve çekirdek enflasyon tahminini yukarı yönlü revize etti. ECB, gelecekteki parasal genişlemeye dair herhangi bir taahhütte bulunmaktan kaçındı. Başkan Christine Lagarde, basın toplantısında bankanın enflasyon görünümünün, hizmet sektöründe fiyatların yapışkan kalabileceği ve zayıf küresel emtia fiyatlarının getirdiği ithal deflasyonu dengeleyebileceği beklentisine dayandığını belirtti. Genel olarak Lagarde, ECB’nin önümüzdeki aylarda ve çeyreklerde veri odaklı politika yaklaşımını sürdüreceğini yineledi. Bununla birlikte, enflasyon stratejistleri küresel deflasyonist güçlerin nihayetinde yerel enflasyon faktörlerini aşabileceğini ve Euro Bölgesi enflasyonunun ECB’nin mevcut beklentilerinden daha hızlı düşebileceğini düşünüyor.

Gelecek Hafta

Önümüzdeki hafta, ECB yetkililerinin yapacağı konuşmalar ve Almanya’dan gelecek ZEW ekonomik duyarlılık verisi odak noktası olacak. ECB’nin Eylül toplantısındaki beklenenden daha şahin duruşu, piyasaların beklediği kadar güvercin olmaması nedeniyle EUR, toplantının hemen ardından bazı kayıplarını geri kazandı. Ancak, uzun vadeli etki, yatırımcıların ECB’nin bu şahin duruşunun, Euro Bölgesi’nde zayıflayan ekonomik tabloya ve finansal koşulların sıkılaşmasına yanıt vermekte yetersiz kalıp kalmadığına dair algılarına bağlı olabilir. Eğer Euro Bölgesi hisse senetleri zayıflarsa ve çevresel ülke tahvil faiz farkları tekrar genişlemeye başlarsa, EUR bu süreçten zarar görebilir.

Strateji ve Öngörüler

Eylül Fed toplantısı öncesinde USD savunmada kalırken, EUR’daki zayıflamanın, çok yakın vadede özellikle çapraz kurlarda kendini tekrar gösterebilir. EUR üzerindeki baskı yükselişe rağmen devam edebilir. ECB’nin daha şahin duruşunun finansal koşullar üzerindeki etkilerini yakından takip edilmeli.

ABD Doları

ABD Doları: Tüm Gözler Fed’de

Ana Tema

Eylül ayındaki Fed toplantısı öncesinde, 25 baz puanlık bir faiz indirimi beklemeye devam ediyoruz, ancak 50 baz puanlık bir indirim riskini göz ardı etmiyoruz. Faiz kararının yanı sıra, döviz yatırımcılarının odak noktası, Fed’in ileriye dönük yönlendirmesi olacak; Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamaları, güncellenen “dot plot” ve personel tahminleri yakından izlenecek. Powell’ın, Fed’in veri odaklı kalacağını ve ABD’de yumuşak iniş öngörüsünü sürdüreceğini sinyallemesini bekliyoruz.

Yakın tarihli analizlerimizde vurguladığımız gibi, mevcut “dot plot” ve piyasa faiz beklentilerinin karşılaştırması, yatırımcıların Fed’in 2025’e kadar yaklaşık 265 baz puanlık bir gevşeme yapacağını veya 2027’ye kadar olan dönemde planlanan tüm faiz indirimlerini gerçekleştireceğini düşündüğünü gösteriyor. Geçmişteki Fed gevşeme döngülerine bakıldığında, beklenen gevşemenin Fed’in geçmişte yumuşak inişler sırasında sağladığı (yaklaşık 160 baz puan) ve resesyonlar sırasında uyguladığı (>550 baz puan) indirimler arasında olduğu görülüyor.

Bu bağlamda, yeni “dot plot”un 2024 ve 2025 için daha öne çekilmiş, ancak önemli ölçüde daha agresif olmayan bir gevşeme döngüsünü işaret edeceğini düşünüyoruz. Daha agresif indirimler, yumuşak iniş fikriyle tutarsız olarak değerlendirilebilir ve en uç noktada, piyasalar için bir “resesyon sinyali” olarak algılanabilir. Genel olarak, Fed’in piyasaların zaten çok güvercin olan beklentilerini aşamayacağına inanıyoruz. USD, ABD faiz oranları ve getirilerinden etkilenecek ve bu doğrultuda toparlanabilir.

Gelecek Hafta

Önümüzdeki hafta odak, ABD perakende satışlarındaki son verilere kayabilir. Powell’ın açıklamaları ve yeni “dot plot”un sinyalleri, USD‘nin kısa vadeli yönünü belirleyecek önemli faktörler olacak.

Strateji ve Öngörüler

Fed’in faiz indirimlerine ilişkin beklentiler piyasada zaten güçlü bir şekilde fiyatlanmış durumda. Bu nedenle, Powell’ın konuşmalarında veya “dot plot”ta aşırı güvercin bir ton görülmemesi halinde USD’nin toparlanma olasılığı bulunuyor.


JPY- japon yeni

JPY: BoJ ve Fed Karşı Karşıya

Ana Tema

Bu hafta USD/JPY paritesinde yüksek volatilite yaşandı ve gelecek haftaki Fed ve BoJ toplantıları ile birlikte bu volatilitenin devam etmesi bekleniyor. ABD ekonomisti, Fed’in 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını öngörüyor ve piyasalar 50 baz puanlık daha büyük bir indirim olasılığını %50 oranında fiyatlıyor. Bu tür bir sonuç, JPY üzerinde baskı yaratacaktır. Ayrıca, FOMC Başkanı Jerome Powell’ın faiz indirimlerinin veri odaklı olacağını işaret etmesi ve “dot plot”larda güvercin beklentileri karşılamayan bir sonuç çıkması, JPY’nin daha fazla zayıflamasına neden olabilir.

BoJ ise Fed kadar dikkat çekici hamleler yapmayacak gibi görünüyor. BoJ toplantısından önce Japonya TÜFE verilerinin Tokyo TÜFE verileriyle uyumlu gelmesi ve manşet ve çekirdek enflasyonda hafif bir artış göstermesi bekleniyor. Japonya faiz piyasası, BoJ’nin önümüzdeki hafta faiz artırma olasılığını neredeyse yok sayıyor. BoJ, faiz oranlarını artırma konusunda giderek daha güvenli olsa da, BoJ Başkanı Kazuo Ueda da dahil olmak üzere yetkililer, bu yıl yapılan iki faiz artışının ekonomi ve finansal piyasalar üzerindeki etkisini gözlemlemek istediklerini belirttiler.

Haber kaynakları, BoJ’nin önümüzdeki hafta faiz oranlarını ayarlama gereği duymadığını öne sürdü. Bu nedenle odak, Ueda’nın açıklamalarında olacak ve Ueda’nın, ekonomi BoJ’nin beklentilerini karşılamaya devam ederse merkez bankasının faiz artışlarına devam edeceğini yinelemesi bekleniyor. Yönetim Kurulu üyesi Naoki Tamura’nın nötr faizin %1 olduğunu belirttiği ve politika faizinin tahmin dönemi sonunda bu seviyeye getirilmesini istediği düşünüldüğünde, Ueda’nın bu konudaki düşünceleri dikkatle izlenecek ve yanıtları JPY üzerinde etkili olacak. Yatırımcılar, BoJ’nin 25 baz puanlık bir faiz artışını 2025 ortasına kadar fiyatlıyor.

USD/JPY paritesi yalnızca göreli faiz oranlarıyla değil, aynı zamanda ABD’deki siyasi gelişmelerle de etkileniyor. Örneğin, bu hafta Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Beyaz Saray’ı kazanma olasılığının eski Başkan Donald Trump’a kıyasla arttığına dair PredictIt oranları arttıkça, USD/JPY paritesi düştü. Başkanlık yarışına dair yapılan anketler, özellikle önemli eyaletlerdeki sonuçlar, USD/JPY üzerinde de belirleyici olabilir.

Gelecek Hafta

Gelecek hafta Fed ve BoJ toplantıları USD/JPY paritesinin yönünü belirleyecek. Fed’in güvercin olmayan bir tutum sergilemesi ve “dot plot”larda faiz indirim beklentilerinin karşılanmaması JPY üzerinde baskı yaratabilir. BoJ toplantısında ise faiz oranlarında bir değişiklik beklenmemekle birlikte, Başkan Ueda’nın açıklamaları yatırımcılar tarafından dikkatle takip edilecek.

Strateji ve Öngörüler

Kısa Vade: Fed’in faiz indirimine dair beklentiler JPY üzerinde baskı yaratırken, BoJ’nin faiz artırımı olasılığının düşük olması nedeniyle USD/JPY paritesinde yukarı yönlü hareketler beklenebilir. Yatırımcılar, Fed’in güvercin bir duruş sergilememesi durumunda USD/JPY’de kısa vadeli alım fırsatlarını değerlendirebilir.

Uzun Vade: BoJ’nin faiz artışlarına yönelik planları uzun vadede JPY’nin güçlenmesine yol açabilir. Ancak, Fed’in faiz indirim döngüsünde agresif olmaması durumunda, USD/JPY uzun vadede yüksek seviyelerde kalabilir. ABD’deki siyasi gelişmeler de uzun vadede USD/JPY paritesi üzerinde etkili olabilir.

CHF - swiss frank

CHF: Hâlâ Durgun

Ana Tema

Küresel piyasalar, Fed’in gevşeme döngüsünün başlangıcı öncesinde tedirginliğini sürdürürken, güvenli liman varlıklarına olan talep devam ediyor. Ancak CHF’nin ay başından bu yana performansı, JPY’ye kıyasla bir miktar zayıf görünüyor. Yine de, EUR/CHF geçtiğimiz hafta 0.93 seviyesine kadar gerilerken, USD/CHF yılın en düşük seviyesi olan 0.84’ün altına düştü. SNB (İsviçre Merkez Bankası) ve BoJ (Japonya Merkez Bankası) para politikalarının farklı yollar izlemesi ve CHF ile JPY arasındaki uzun vadeli değerleme farkları, JPY’nin daha iyi performans göstermesine katkı sağlamış olabilir.

Şu ana kadar SNB’nin, CHF’nin fazla güçlenmesini önlemek için belirgin bir çaba gösterdiğine dair net bir kanıt bulunmuyor. Gerçekten de, İsviçre’nin döviz rezervleri, geçen ay 704 milyar CHF’den 694 milyar CHF’ye düşerek, Ağustos başındaki küresel piyasa satışlarının ardından büyük çaplı döviz alımlarının yapılmadığını işaret ediyor.

CHF’nin daha net bir yön bulabilmesi için 26 Eylül’deki SNB toplantısını beklemesi gerekebilir. Ancak bu toplantıdan çıkacak daha somut adımlar yerine, CHF’nin aşırı değerlendiğine dair sözlü uyarılar ve döviz müdahalelerine yeniden odaklanma gibi açıklamalar bekleniyor. Büyük çaplı bir faiz indirimi (örneğin 50 baz puan) olasılığı ise daha düşük görülüyor. Bu arada, Çarşamba günkü FOMC toplantısına küresel piyasaların vereceği tepki, CHF’nin kısa vadeli kaderini belirleyecek gibi görünüyor. CHF, piyasada daha az sabit bir varlık haline gelirken, EUR/CHF volatilitesi şu anda büyük ölçüde EUR/USD ile aynı seviyede seyrediyor. Bu, EUR/CHF tabanının 2011’de uygulanmasından önce ve 2015’te aniden kaldırılmasından sonraki iki dönem dışında tarihi olarak nadir görülen bir durum.

Gelecek Hafta

Önümüzdeki hafta, CHF’nin yönü büyük ölçüde Fed’in FOMC toplantısından çıkacak sonuçlara bağlı olacak. Özellikle, Fed’in faiz indirim döngüsüne nasıl başlayacağına dair sinyaller, güvenli liman para birimlerine olan talebi şekillendirebilir. SNB’nin 26 Eylül toplantısına kadar CHF üzerinde sözlü müdahale dışında belirgin bir adım beklenmediği için, CHF’nin kısa vadeli hareketleri küresel piyasa risk iştahına ve USD’nin performansına bağlı kalabilir.

Strateji ve Öngörüler

Uzun Vade: SNB’nin daha belirgin bir müdahale sinyali vermemesi durumunda CHF, özellikle daha geniş küresel riskten kaçınma ortamlarında güçlenmeye devam edebilir. Ancak, CHF’nin aşırı değerlenme endişeleri ve SNB’nin potansiyel müdahale ihtimali uzun vadede dikkate alınmalıdır. Yatırımcılar, CHF’nin aşırı değerlenme riski karşısında, EUR/CHF ve USD/CHF ’de daha uzun vadeli satış pozisyonlarını değerlendirebilir.

Kısa Vade: Fed’in Çarşamba günü yapılacak FOMC toplantısı CHF’nin kısa vadeli performansını belirleyici olabilir. Eğer piyasalar Fed’in gevşeme döngüsüne daha az agresif bir yaklaşım beklerse, CHF güvenli liman talebinden destek bulabilir ve bu, EUR/CHF ve USD/CHF’de aşağı yönlü hareketlere neden olabilir.

GBP-sterlin-ingiliz pound

GBP: BoE ve Verilere Odak

Ana Tema

Eylül ayındaki BoE (İngiltere Merkez Bankası) toplantısı öncesinde, hem biz hem de piyasalar, Para Politikası Komitesi’nin (MPC) politika faizini sabit tutmasını ancak ekonomik ve enflasyon görünümünün beklendiği şekilde ilerlemesi durumunda ileride daha fazla parasal genişlemeye işaret etmesini bekliyoruz. Politika faizleri ve BoE’nin ileriye dönük yönlendirmesi büyük olasılıkla çok değişmeyecek olsa da, döviz yatırımcıları MPC’deki oy dağılımına odaklanabilir.

Özellikle, Ağustos ayında alınan faiz indirimi kararının oldukça yakın bir farkla alındığı göz önüne alındığında, Eylül ayında faiz indirimi lehinde oy kullanan bir azınlık olduğuna dair kanıtlar, Kasım ayında daha fazla genişleme olasılığını destekleyerek güvercin bir sinyal olarak görülebilir. MPC’nin ele alması gereken bir diğer konu ise önümüzdeki 12 ay için niceliksel sıkılaştırma (QT) hızının ne olacağıdır. Piyasa genelinde, BoE’nin bilançosunu önümüzdeki yıl 100 milyar GBP daha küçülteceği yönünde bir fikir birliği var. Bununla birlikte, önümüzdeki aylarda büyük miktarda tahvil itfası yapılacak olması, daha agresif bir QT riskini artırabilir.

Gelecek Hafta

Önümüzdeki hafta, yatırımcılar İngiltere’de Ağustos ayına ilişkin TÜFE (CPI) ve perakende satış verilerine odaklanacak. Döviz yatırımcıları, hem manşet hem de çekirdek enflasyonun düşüş eğilimini sürdürüp sürdürmediğine ve böylece Birleşik Krallık’taki reel gelirlerin artışını destekleyip desteklemediğine dair kanıt arayacaklar. Ayrıca, iç talebin gücünü değerlendirecekler, çünkü bu ekonominin genel görünümü açısından büyük önem taşıyor. Genel olarak, aşırı değerlenmiş GBP’nin fiyatına birçok olumlu gelişmenin şimdiden dahil olduğunu düşünüyoruz ve para biriminin daha fazla güç kazanması için ya BoE’den gelen şahin sürprizler ya da daha inatçı bir enflasyon veya daha güçlü perakende satışlar verileri gerekebilir.

Strateji ve Öngörüler

Kısa Vade: BoE’nin Eylül toplantısında faizlerin sabit tutulması bekleniyor, ancak MPC’de faiz indirimi isteyen üyeler olması durumunda GBP üzerinde kısa vadeli baskı oluşabilir. Yatırımcılar, bu güvercin sinyalleri değerlendirerek GBP/USD ‘de kısa pozisyon için teknik analiz sinyallerini grafik üzerinde takip edebilirler. Zira, halen yön teknik olarak yukarı yöne işaret ediyor.

Uzun Vade: İngiltere’nin iç talebinin güçlü kalması ve enflasyonun inatçı bir şekilde yüksek seyretmesi durumunda, BoE’nin ileriye dönük şahin adımlar atma olasılığı artabilir. Bu da, uzun vadede GBP’nin destek bulmasına neden olabilir. Özellikle GBP’nin diğer G10 para birimlerine karşı değer kazanması için BoE’den gelen şahin sürprizler ve ekonomik verilerdeki dirençlilik yakından izlenmelidir.

Kanada Bayrağı

CAD: Şimdilik Stabil

Ana Tema

CAD, bu ay USD’nin toparlanma çabalarına ve son dönemdeki çok yıllık düşük petrol fiyatlarına karşı emtia para birimleri arasında görece daha iyi performans gösterdi. Yine de USD/CAD, Mayıs’tan Ağustos’a kadar güçlü bir destek seviyesi olan 1.36’nın üzerine çıktı. Bu seviye, kısa vadede parite için önemli bir seviye olmaya devam edebilir ve Çarşamba günü açıklanacak FOMC sonuçları bu konuda belirleyici olay olabilir.

USD/CAD’nin 2024’ün üçüncü çeyreği için öngörülen 1.34 seviyesini görebilmesi için, Fed’in ne çok güvercin (50 baz puanlık faiz indirimi beklentisi) ne de yeterince güvercin olmaması (2024 ortalama faiz tahminlerinde 50 baz puanlık indirim) gibi orta yol bir duruş sergilemesi gerekebilir. Aksi takdirde, genel bir riskten kaçınma dalgası veya ABD faizlerinde keskin bir artış, USD/CAD’yi 1.36’nın üzerine geri itebilir.

Her durumda, Eylül FOMC toplantısının sonucu, Kanada’dan gelen haberlerin önüne geçebilir. Özellikle, FOMC’dan bir gün önce açıklanacak Ağustos TÜFE verileri ve toplantıdan yarım saat önce yayınlanacak Eylül BoC (Kanada Merkez Bankası) toplantı tutanakları önem taşıyor. BoC Başkanı Tiff Macklem, Eylül ayında 50 baz puanlık bir faiz indiriminin tartışıldığını zaten kabul etmişti ve bu belgeler, kararın ne kadar yakın olduğunu ve politika yapıcıları hangi faktörlerin etkileyebileceğini ortaya koyabilir. Bu bağlamda, enflasyonun %2 hedefine H225’ten daha önce ulaşması ihtimali önem taşıyabilir, ancak 2024’ün üçüncü çeyreği sadece geçici bir dip olarak planlanıyor.

Gelecek Hafta

Gelecek hafta, yatırımcılar için önemli iki gelişme ön planda olacak: Eylül FOMC toplantısının sonuçları ve Kanada’nın Ağustos ayı TÜFE verileri. FOMC sonuçları USD/CAD paritesinin yönünü belirlemede kritik rol oynayacak. Kanada’daki TÜFE verileri ise BoC’nin gelecekteki para politikası kararları üzerinde etkili olabilir.

Strateji ve Öngörüler

Kısa Vade: USD/CAD, Fed’in Eylül toplantısındaki kararlarına bağlı olarak 1.36 seviyesinin üzerinde veya altında hareket edebilir. Eğer Fed güvercin bir duruş sergilerse, USD/CAD 1.34 seviyesine tekrar gerileyebilir. Ancak, güçlü bir riskten kaçış dalgası veya ABD faiz oranlarında bir artış, USD/CAD’yi tekrar 1.36’nın üzerine çıkarabilir.

Uzun Vade: Kanada Merkez Bankası’nın daha agresif bir şekilde faiz indirimine gitme olasılığı ve ABD faizlerindeki olası artışlar, USD/CAD üzerindeki yukarı yönlü baskıyı artırabilir. Yatırımcılar, CAD’deki zayıflamanın devam edebileceğini göz önünde bulundurarak uzun vadeli pozisyonlar değerlendirebilir. Ancak, BoC’nin enflasyon hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığı, CAD’nin uzun vadede toparlanmasına yardımcı olabilir.

AUD-NZD logo

AUD & NZD: Faiz Farkları Belirleyici Olacak

Ana Tema

ABD faizlerindeki düşüşe rağmen, Avustralya Doları (AUD) ve Yeni Zelanda Doları (NZD) toparlanmakta zorlanıyor. Küresel büyüme endişelerinin artması ve düşen emtia fiyatları, bu para birimlerinin yükselişini engelliyor. ABD faiz piyasasının, Fed’in faiz indirimlerine yönelik beklentilerde aşırı agresif fiyatlandığını düşündüğümüz için, AUD ve NZD’nin aşağı yönlü risklere maruz kalmaya devam ettiğini öngörüyoruz.

Önümüzdeki hafta yapılacak FOMC toplantısı, bu tezimizin büyük bir testi olacak. ABD ekonomisti, Fed’in 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını bekliyor ve piyasa %50 olasılıkla 50 baz puanlık daha büyük bir indirim fiyatlıyor. Bu durumda, AUD ve NZD’nin ilk tepkisi aşağı yönlü olacaktır. Yatırımcılar daha sonra FOMC Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarına ve güncellenmiş “dot plot”lara odaklanacak. Powell’ın faiz indirimlerinin veri bağımlı olacağını vurgulamasını ve “dot plot”ların güvercin beklentileri hayal kırıklığına uğratmasını bekliyoruz, bu da Avustralya ve Yeni Zelanda para birimlerine baskı yapabilir.

Ancak, göreli faiz farklarına ilişkin gelişmeler de önümüzdeki hafta önemli olacak; Avustralya işgücü piyasası verileri ve Yeni Zelanda GSYİH verileri yayımlanacak. Bu hafta bir konuşma yapan Avustralya Merkez Bankası (RBA) Ekonomik Grup Yardımcı Başkanı Sarah Hunter, Avustralya işgücü piyasasının şaşırtıcı direncine dikkat çekti. RBA, 2025 ortasına kadar işsizlik oranının mevcut %4.2’den %4.4’e yükseleceğini öngörüyor. Hunter ayrıca, işsizlik oranının daha hızlı yükselmesi durumunda, 2025’ten önce faiz indirimi olmayacağı görüşünün yeniden değerlendirilebileceğini belirtti.

İş ilanlarındaki düşüş ve azalan işe alım niyetleri, Avustralya’daki istihdam büyümesinde yavaşlamaya işaret ediyor. Artan ipotek ödemeleri ve yaşam maliyetleriyle mücadele eden hanelerin yüksek iş gücüne katılım oranı, işsizlik oranının artmaya devam etmesine neden olabilir. Avustralya faiz piyasası, yıl sonuna kadar %80 olasılıkla 25 baz puanlık bir faiz indirimi fiyatlıyor, bu nedenle AUD, istihdam verilerinde yukarı yönlü sürprizlere daha duyarlı olacaktır.

Yeni Zelanda’nın GSYİH verileri, ekonominin 2023’ün ikinci çeyreğinde tekrar daralma bölgesine girdiğini gösterecek ve bu da RBNZ’nin Ağustos ayında faiz indirme hamlesini haklı çıkaracak. RBNZ, reel GSYİH’da çeyreklik bazda %0.5’lik bir daralma öngörüyor. Daha büyük bir daralma, yatırımcıların RBNZ’nin faiz indirimi beklentilerinde çok muhafazakâr davrandığı görüşünü güçlendirecek ve NZD üzerinde baskı yaratacaktır. NZ faiz piyasası, RBNZ’nin 2025 ortasına kadar toplamda yaklaşık 250 baz puanlık faiz indirimi yapmasını fiyatlıyor, oysa merkez bankasının öngörüsü bu miktarın yarısından daha az.

Gelecek Hafta

Önümüzdeki hafta, FOMC toplantısının sonuçları ve Powell’ın açıklamaları, AUD ve NZD’nin kısa vadeli yönünü belirlemede kritik rol oynayacak. Aynı zamanda, Avustralya işgücü piyasası ve Yeni Zelanda GSYİH verileri de yatırımcıların odağında olacak. Avustralya’da işsizlik oranındaki beklenenden daha hızlı bir artış, faiz indirimlerini hızlandırabilirken, Yeni Zelanda’da GSYİH’daki daha büyük bir daralma, NZD üzerinde baskı yaratabilir.

Strateji ve Öngörüler

Kısa Vadeli Strateji: FOMC toplantısında beklenenden daha az güvercin bir Fed duruşu, AUD ve NZD üzerinde baskı yaratabilir. Yatırımcılar, Avustralya istihdam verilerinde olası bir olumlu sürprizi göz önünde bulundurarak AUD/USD’de kısa vadeli alım fırsatlarını değerlendirebilir. Aynı şekilde, Yeni Zelanda GSYİH verilerinde beklenenden daha büyük bir daralma NZD’de satış baskısı yaratabilir.

Uzun Vadeli Strateji: Avustralya ve Yeni Zelanda’da faiz indirimlerinin hızlanması, bu para birimlerinin uzun vadede zayıflamasına neden olabilir. Yatırımcılar, RBNZ’nin daha agresif faiz indirimi beklentilerini fiyatlayan piyasa koşullarını dikkate alarak NZD/USD’de uzun vadeli satış fırsatlarını değerlendirebilir. Aynı şekilde, Avustralya işgücü piyasasında yavaşlama sinyalleri, AUD üzerindeki uzun vadeli baskıyı artırabilir.

nok and sek - iskandinavya

NOK & SEK: Faiz İndirimlerinin Üzerinde Kalma Mücadelesi

Ana Tema

NOK, geçtiğimiz hafta daha da gerileyerek 2024’ün açık ara en kötü performans gösteren G10 para birimi oldu. Petrol fiyatlarının son üç yılın en düşük seviyelerine inmesi ve küresel piyasalardaki artan endişeler, özellikle NOK/SEK paritesini 0.95 seviyesine çekti. Bu seviye, 2020 hariç tutulduğunda, 1990’ların başından bu yana kalıcı olarak kırılmamıştı. Bu döviz hareketleri, bölgesel makroekonomik ve parasal dinamiklerle çelişiyor.

Norveç’te, enflasyon beklentilerin altında kalmaya devam ediyor (manşet enflasyon yaklaşık 1 puan, çekirdek enflasyon ise Norges Bankası’nın üç aylık tahminlerinden 0.5 puan aşağıda), ancak yine de %2’nin üzerinde seyrediyor. Aynı zamanda, Norges Bankası’nın son Bölgesel Anketi, Norveç ekonomisinin iyi durumda olduğunu gösteriyor; büyüme iyi bir şekilde devam ederken, kapasite kullanım oranı artıyor ve daha fazla firma iş gücü sıkıntısı bildiriyor. Bu bağlamda, Norges Bankası’nın Perşembe günü yapılacak toplantıda 2024 için faiz indirimi olasılığını değerlendirmesi olası görünmüyor, özellikle de bankanın Ağustos ayında NOK’un zayıflığından giderek daha fazla rahatsızlık duymaya başlamasıyla birlikte.

İsveç’te ise, manşet enflasyon geçen ay yıllık bazda %1.2 ile döngünün en düşük seviyelerine geriledi, çekirdek enflasyon ise %2’nin hemen üzerinde sabit kaldı. Büyüme, Temmuz ayında şaşırtıcı bir şekilde büyük bir düşüşle (%-0.8 aylık) sonuçlandı ve GSYİH’nin Q224’te beklenenden daha fazla daralmasının ardından gerçekleşti. Riksbank, bu yıl için iki ila üç ek faiz indirimi sinyali vermişti, ancak bu zayıf veriler, Riksbank’ın daha güvercin G10 merkez bankaları arasında yer alacağını gösteriyor. Ancak İsveç para piyasaları zaten bu beklentileri fiyatladığından, SEK üzerindeki olumsuz etki daha sınırlı kaldı ve para biriminin kendi seviyesini koruması söz konusu olabilir. Bu da büyük ölçüde EUR/USD’nin kısa vadeli kaderine bağlı kalacaktır.

Gelecek Hafta

Norveç’te, Norges Bankası’nın Perşembe günkü toplantısında faiz indirimi beklentileri gündemde olmayabilir, ancak NOK’un zayıflığına yönelik artan endişeler yatırımcıların dikkatini çekebilir. İsveç’te ise, Riksbank’ın daha fazla faiz indirimi beklentisi zaten fiyatlanmış durumda, bu nedenle SEK’in kısa vadeli hareketleri büyük ölçüde EUR/USD paritesinin performansına bağlı kalacaktır.

Strateji ve Öngörüler

Kısa Vadeli Strateji: Norges Bankası’nın faiz oranlarını sabit tutma ve NOK’un zayıflığına karşı harekete geçme olasılığı, NOK/SEK paritesinde kısa vadeli alım fırsatları yaratabilir. Öte yandan, Riksbank’ın daha güvercin bir duruş sergilemesi, SEK’in zayıflamasına neden olabilir.

Uzun Vadeli Strateji: İsveç ekonomisindeki zayıflık ve Riksbank’ın daha fazla faiz indirimi olasılığı, SEK üzerinde uzun vadeli baskı yaratabilir. Yatırımcılar, özellikle EUR/USD paritesindeki hareketlere bağlı olarak SEK’in uzun vadede daha fazla zayıflayabileceğini göz önünde bulundurmalıdır. Aynı zamanda, Norveç’te güçlü ekonomik göstergeler ve zayıflayan NOK’un yaratabileceği potansiyel toparlanma fırsatları değerlendirilebilir.

Son Yazılar

İlginizi Çekebilir